MOR IŞIĞIN HİKAYESİ

Ormanın en yüksek yerinde yaşardı o.

Kimsenin kolayca göremediği, baksa bile fark edemediği bir yükseklikte…

Ağaç tepelerinde sessizce dolaşan bir EMPEROR kelebeği.


Onu tanıyan çok azdı.

Çünkü ne çiçeklere konar ne de kalabalıkların içinde görünürdü.

Aşağıda hayat akar, insanlar telaşla yürürken

o, yukarıdan bakar ve beklerdi.


Bir gün orman yoruldu.

Ağaçlar kesildi, dallar seyrekleşti,

rüzgâr artık eskisi gibi kokmuyordu.

Emperor kelebeği ilk kez aşağı inmeyi düşündü.


Kanatlarını açtığında

ışık tam doğru açıdan vurdu.

O an kanatlarında mor bir parıltı belirdi.

Ne boyaydı bu ne de süs…

Sadece ışıkla doğru yerde buluşmanın sonucu.


Aşağıda onu gören biri durdu.

Yorgundu, kafası doluydu, hayattan kırılmıştı.

Kelebekle göz göze geldiler.

Belki bir saniye, belki daha az…

Ama o an, ikisi için de yeterliydi.


Kelebek hiçbir şey söylemedi.

Zaten onun dili sessizlikti.

Ama adam şunu hissetti:

Bazı varlıklar saklanır çünkü herkes onları anlayacak olgunluk da değildir.


Emperor kelebeği tekrar yükseldi.

Ağaç tepelerine, sessizliğine, kendi dünyasına…

Aşağıda kalan ise ilk kez başını kaldırdı.

İlk kez yavaşladı.

İlk kez acele etmedi.


Ve belki de o günden sonra şunu öğrendi:

Her güzellik görünmek zorunda değildir.

Her güç bağırmaz.

Bazı ışıklar sadece doğru açıdan bakana görünür.


Emperor kelebeği hâlâ orada.

Sessiz, seçici ve sabırlı.

Tıpkı bazı insanlar gibi…

Tıpkı senin gibi…🦋✨

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

RUH MU BEDEN Mİ?

YAŞAMAYI SERÇELERE SORUN.